Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisi, adeta bir kredi onaylama fabrikasına dönüşmüş durumda. Her ay düzenlenen toplantılarda, mutlaka bir kredi için onay veriliyor; ya Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç'e ya da iştirak şirketlerine borçlanma yetkisi tanınıyor. Bu durum, şehirdeki mali yönetimin ne denli riskli bir hale geldiğini gözler önüne seriyor. Son olarak onaylanan kredi, 1 milyar 200 milyon TL'lik bir meblağ ile dikkatleri üzerine çekti. 700 milyon TL, mevcut borçların yapılandırılmasına harcanacak, 500 milyon TL ise belediye ödemeleri için kullanılacak. Ancak burada sormamız gereken çok
temel bir soru var: Bu sürekli borçlanma halkı nasıl bir geleceğe sürüklüyor?
Trabzon Büyükşehir Belediyesi'nin mali tablosu, her geçen gün daha da kötüleşiyor. Belediye, yeni kaynak yaratmadan yalnızca borçlanarak ilerlemeye çalışıyor. Bu yöntem kısa vadede işler gibi görünse de uzun vadede faiz yükleri şehri daha da derin bir borç sarmalına sokuyor. Şehir yönetiminin bu tavrı, Trabzonluların gelecekteki ekonomik güvenliğini tehdit etmekte. Çünkü alınan kredilerin faiz yükü, her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Örneğin, bahsi geçen 1 milyar 200 milyon TL'lik kredinin 24 aylık faizinin 600 milyon TL, 36 aylık faizinin ise 900 milyon TL'yi bulacağı tahmin ediliyor. Bu astronomik faiz yükü, halkın sırtına ek bir yük olarak binecek. Bu durumda, Belediye Başkanının ve meclis üyelerinin sıkça kullandığı "Arzu etmiyoruz ama mecburuz!" cümlesi, gerçekten yeterince ciddi bir açıklama değil. Şehir, her geçen gün daha fazla borçlanarak, mali yükünü katlamaya devam ediyor.
Ancak bu durumda, "Arzu etmiyoruz ama kullanıyoruz" yaklaşımı, yönetimin sorumluluğunu ve dikkatini tam anlamıyla ortaya koymaktan uzak kalıyor. Her ay artan krediler, Trabzon halkı için daha büyük bir ekonomik fırtınanın habercisi olabilir. Bu borçlanma stratejisinin sürdürülebilir olmadığı açıkken, kent yönetimi bir an önce borçlanma dışında daha sağlıklı mali politikalar geliştirmelidir. Aksi takdirde, "Arzu etmiyoruz ama kullanıyoruz" söylemi, Trabzon'un ekonomik geleceği için ne yazık ki bir tehdit haline gelecektir.
