Çavga, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Trabzon Kent Konseyi’nin 4 Temmuz 2024 tarihinde gerçekleştirilen genel kurulu İdare mahkemesi tarafından iptal edilmiş, 7 Ocak 2025 tarihinde yenilenen genel kurul mahkemenin kararına aykırı olarak birçok derneği genel kurul dışı bırakıp, farklı bir adayın ve yürütme kurulunun kazanmaması için asgari şartlar sağlanacak şekilde dizayn edilmiştir. Bu süreç artık tartışmaya açık değildir.
Biz yürütme kurulu adayı arkadaşlarımızla yola çıkarken, süreç içerisinde yaşanacaklara hazırlıklıydık. Her ortamda eleştirileceğimizi, kamunun imkanları ardına sığınarak blok halinde yapılan seçim çalışmaları çerçevesinde, özellikle yürütme kurulu adaylarımızın ve delege olma iradesini ortaya koyan derneklerin haksızlıklara uğrayacağının farkındaydık. Ancak seçimler ile başa gelmiş, kurumlarını temsilen genel kurulda bulunan delegelerin huzurunda, divan başkanı tarafından olayın bu seviyeye çıkabileceğini öngörmemiştik.
Divan başkanının yönerge ve yönetmelikten bilgi sahibi olmadığını hazirunu bilgilendirirken hissettik. Başlangıçta seçimin ne yöntemle olacağını anlatırken bile eksik bilgi vermesi bizce sehven yapılmış bir hata olarak düşünülse de süreç ilerledikçe sonuca göre aksiyon alma planı olduğunu gördük. Konuşmam esnasında dahi sözümün defalarca kesilerek genel kurula hitap etmemin engellenmeye çalışması, hukuksuz bir biçimde yönetim kurulumuzu 2. tur seçimlere sokmama kararı bizim seçimden çekilmemiz sebep olmuştur.
Katıldığımız hiçbir Trabzon Kent Konseyi Genel Kurulu'nda görmediğimiz, sandık ve divan etrafında konuşlandırılmış güvenlik görevlilerinin; kurgulanan seçim senaryosu içerisinde alınacak gayri hukuki karara itirazımızı engellemek üzere orada bulunduklarını, aday olduğumuz genel kurulda divan başkanına itirazımızı sunmamıza dahi tahammülü olmayan bir zihniyetin, güvenlik görevlileri marifetiyle başkan adayını salondan çıkarmakla tehdit edebileceklerini hiç düşünmemiştik.
Divan başkanının diğer yürütme kurulunun seçildiğini ilan etmesinden sonra; böyle bir tutumun, böyle bir kararın yönetmeliğe aykırılığını anlatmak üzere divan başkanına başvurduğumda güvenlik tarafından dışarı atılmakla tehdit edildik. Demokratik ortamlarda yapılan seçimlerde divan başkanının ya da herhangi birinin etik kurallar çerçevesinde hareket eden bir başkan adayını güvenlik marifetiyle dışarı atma girişimi kabul edilebilir değildir.
Yönetmelikte ve yönergede olmamasına rağmen yürütme kurulunun ikinci tura katılımının engellenmesi de demokratik ülkelerde karşılaşmamamız gereken bir durumdur. Mahkemeye taşınması kesinleşen bir seçimde daha fazla haksızlığa ve gerginliğe maruz kalmamak adına seçimin 1. turunda seçimden çekilme kararı aldık.
Genel kurulda bizleri destekleyen genel kurul üyelerine, çekilmemize rağmen mağduriyetimizi anlayarak ikinci tura katılmayarak protesto eden 150 genel kurul üyesine, ikinci tura katılıp gıyabımızda oy kullanan 60 ve üçüncü tura katılıp gıyabımızda 10 oy kullanarak protestomuza destek olan genel kurul üyelerine teşekkür ediyoruz.
Anlamsız sebeplerle genel kurul üyelik başvuruları reddedilerek mağdur edilen dernekler ile yapacağımız mücadeleye bu hukuksuz tutumu da ekleyerek devam edeceğiz. Yılmadan, yorulmadan ve motivasyonumuzu kaybetmeden hayalimizdeki kent konseyine ulaşıncaya kadar çalışacağımıza kimsenin şüphesi olmasın."