Teknik Direktörümüz Abdullah Avcı, Trendyol Süper Lig’in 31. haftasında deplasmanda oynadığımız ve 3-1 kazandığımız Tümosan Konyaspor maçı sonrası değerlendirmelerde bulundu.
Teknik Direktörümüz, çok önemli bir galibiyet aldığımızı belirterek, “Milli ara vardı. 17 gün aradan sonra oynadık. Her şeyden evvel oyunu özlemişiz. Bugüne kadar olduğu gibi ben ve ekibim; oyunu konuşup içinde kalmaya, geliştirmeye ve saha içinde kalmaya devam edeceğiz.
Bizim hedefimiz lig üçüncülüğü. Bunun için sonuna kadar sağlıklı şekilde mücadele ediyoruz. Özellikle oyuncularım son 2 haftalık süreçte Türk futbolunu yakından ilgilendiren bir süreci yaşadılar, biz de yaşadık. Herkes yaşadı. Oyuncularımızı net bir şekilde bunun içerisinden çıkartıp onların mutlu olduğu alanın saha ve skor olduğunu ifade ettik. Sonrasında ise sahada ne yapacaklarını anlattık. Oyuna döndüğümüzde ise Konyaspor hem şehir hem futbol kültürü olarak çok önemli bir durumda. Bugün belki bulunduğu durum kadro ve oyun kalitesini yansıtmıyor ama buradan sağlıklı şekilde çıkarlar diye düşünüyorum. Maçın ilk dakikalarında 2 tane final pasını atıp karşı karşıya kalabilirdik ama olmadı. Sonrasında harika bir vuruş. Oyun senaryosu böyle değilken değişti çünkü rakip geçiş takımıydı. Bundan sonraki süreçte Konyaspor topa daha fazla sahip oldu ve risk aldı. Düzgün ayakları var. Topa da sahip olabiliyorlar. Bu bölümde rakibe pozisyon vermedik ama ikinci bölgede beklerken baskılarımızı daha sert yapabilirdik. İkinci yarıda penaltıdan sonra rakip artık tüm riskleri alıp kenar ortalarına yöneldi. O bölümde formasyon değişikliğine gittik. Son bölümde de Fernandez değişikliği yaptık. Top rakipteyken kenarları kapatabilmek için 5-4-1’e döndük. Ardından Taxiarchis Fountas oyuna girdi ve harika bir vuruş yaptı. Lig üçüncülüğü hedefimiz için güzel bir galibiyet aldık. Mutluyuz. Oyuncularımı tebrik ediyorum ve Konyaspor’a bundan sonraki maçlarında başarılar diliyorum” dedi.
Avcı, futbolun iyileştirme gücü olduğunu yeniden hatırlatarak şu cümlelere yer verdi: “Ben ve ekibim her zaman oyunu geliştirmeye yönelik çalışır. Bu böyle devam edecek. Bütün yaşanan olaylarla ilgili sadece tek bir şey söyleyeceğim. Söylediğimde manşet olmuyor ama yine de söylüyorum; futbolun bütün paydaşları, basın mensupları, teknik adamlar, futbolcular, yöneticiler ve başkanlar. ‘Dilimizi ve üslubumuzu değiştirmediğimiz sürece kalbimizi ve gönlümüzü de değiştiremeyiz’. Sorumluluk sahibi insanlar sorumlu davranacaklar. Dillerini ve üsluplarını değiştirirlerse o zaman her şey çok daha güzel olacak. Bu oyunun iyileştirme gücü var. Ben bu tarafından bakıyorum. Bizim yaptığımız bir eylem değil, şehirde herkesin de destek olduğu. Eylem mi denir buna, duruş mu? Bugüne şöyle bakabilirim, 17 gün sonra maç oynadık. 9 gün sonra bir maç daha oynayacağız. Bir futbol takımı için ritimler açısından yani maç oynamak açısından, devamlılık için sağlıklı bir durum değil. 26 günde 2 maç var. TFF’den rica ediyorum, sezon başı planlamada bunun üzerine dururlarsa son derece iyi olur. Şimdi 9 gün sonra bir maç daha oynayacağız.”
Teknik Direktörümüz, açıklamalarının son bölümünde Kaptanımız Uğurcan Çakır ile sorulan soruya şu ifadelerle yanıt verdi: “Uğurcan Çakır Türk Milli Takımı’nın kalecisidir. Uğurcan’ın yaptığı yanlış varsa kendisiyle konuşurum. Ama her yerde Milli Takım kalecisi de bu durumlarla karşılaşıyorsa bu sağlıklı değildir. Tribünün de sorumluluğu var, Uğurcan’ın da, benim de. Oyunu konuşursak daha iyi olur. Bu oyunu senelerdir konuşamıyoruz. Gelişemiyoruz. Tribünler niye boş? Zeminler niye bozuk? Takvim niye böyle? Bunları konuşmayacak mıyız? Biz işin bu tarafına bakmalıyız. Ben bu oyunu her zaman geliştirmenin içinde oldum. Bundan sonra da olmaya devam edeceğim.”