Başkan pehlivan Büyükşehir belediye başkan adaylarını uyardı.

Başkan pehlivan Büyükşehir belediye başkan adaylarını uyardı.

Ziraat mühendisleri Trabzon Şube başkanı Cemil pehlivan Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanlığı olarak 2024 yılı Trabzon Büyükşehir Belediyesi Başkan adaylarından seçim beyannamelerinde görmek istediğimiz görüşlerimiz;

Son yıllarda hızla artan dünya nüfusu kontrolsüz kentleşmeye neden olmaktadır. Şehirleri çevreleyen alanların plansız ve kontrolsüz genişlemesi ile ormanlar, su kaynakları ve tarım alanları üzerinde geri dönüşü imkansız tahribatlar oluşturmuştur. Bu baskıdan en çok etkilenen tarım alanları olmuştur. Verimli topraklarınızın kaybı hem ekonomik hem de ekolojik sonuçlar ile karşılaşmamızın yanında, kent insanın kendini besleme potansiyelini düşürerek, dışa bağımlı duruma gelmesine neden olmaktadır.

Kentsel yayılmadan en çok etkilenen tarım alanları olmakta, tarım alanlarının yatırımcılar tarafından kullanma eğilimi artmaktadır. Söz konusu eğilimin ortaya çıkması ile birlikte tarım arazilerinin üzerindeki baskı da artmaktadır. 

İlimiz tarımsal üretimini artırarak sürdürmek zorundadır. Çünkü ilimizin içinde bulunduğu coğrafyada dört mevsimi aynı anda yaşanmaktadır. Biz bu şansı fırsata dönüştürmeliyiz. 

Her kurum üzerine düşeni yaparsa, çok küçük dokunuşlarla çok büyük işler başarabiliriz!...

Trabzon olarak tarımsal üretimde farkındalık oluşturmak için; 6360 sayılı Büyükşehir Kanunu ile 6360 sayılı kanunla İl Özel İdare Müdürlükleri kapatılarak görevleri Büyükşehir Belediyelerine devredildi. Bu bağlamda, belediyeler tarımsal faaliyetleri gereksiz değil, asli görev olarak görmelidirler. Bunun için öncelikle kırsal hizmetler daire başkanlığı kurulmalıdır. 

• İlin tarımsal envanterin belirlenmesi.

• Deniz dolguları ve derin deşarj ile denizlerimizin biyolojik çeşitliliğine çok büyük zararlar vermekteyiz.118 km olan Trabzon deniz sahilin yaklaşık 104 km'si kamu ya da bireyler tarafından tahrip edildi. Halkın denizlerden maksimim yararlanmasının yol ve yöntemleri konusunda planlar hazırlanmalı.

• Gerçekçi nüfus projeksiyonuna göre Tarım alanlarının Yüz binlik Planları bir önce hazırlanmalı. Tarım arazilerinin yok edilmesinin önüne geçecek kuralları plan notlarına işlenmeli ve tavizsiz bir şekilde uygulanmalıdır. Bu nedenle, tıpkı kentlerin planlandığı gibi, tarım alanlarının da planlanması gerekir.

• Model köylerin belirlenmesi.

• Küçük arazilerin daha rantabl kullanılması için birim alandandaha çok gelir getirecek üretim için teşvik verilmelidir. 

• Üretimden tüketime kadar süreçteki bütün paydaşlar bir araya gelmeli sorun tespit edilmeli, çözüm odaklı tedbirler alınmalıdır.

• Tarıma alt yapı desteği veren sistem aktif olarak devreye sokulması gerekir. Toprak ıslahı, erozyon kontrolü ve drenaj yönetimi konusunda yetkililerin aktif desteği ve katkısı sağlanmalıdır.

• Atıl durumda bulunan tarıma elverişli alanlar yada tarımsal üretime uygun olmayan alanlar rehabilite edilerek çiftçilere kiralanmalıdır. Genç iş gücünün tarımsal faaliyeteyönlendirilmesi için gerekli desteklemeler yapılmalıdır. Özellikle tarımla ilgili okullarda mezun olanlara özel teşvikler verilmelidir.

• Çiftçinin sosyalleşmesini sağlayacak, köy-kent arasındaki yaşam standardını azaltacak örnek köy modelleri geliştirilmelidir.

• Çiftçinin bilgiye kolayca ulaşabileceği bilgi sistemi kurulmalı ve üniversite bir şekilde sahaya indirilmelidir. Tarımsal Araştırma Kuruluşlarının, çiftçi ile işbirliği yapmalarının yolları bulunmalıdır.

• Çiftçide çevre duyarlılığı ve sağlık bilincini oluşturacak eğitim programlarına ağırlık verilmelidir. Kullanacağı ilaç ve gübrenin çevrede ve insan sağlığı üzerinde oluşturacağı etkiler konusunda bilinçlendirilmesi gerekir.

• Çiftçilerimize hasat, budama ve ilaçlama gibi iş ve işlemler için eğitimli ara kalifiye eleman temin şirketleri kurulmalı.

• Ülkemizin büyük bir bölümü dağlık ve araziler ise eğimlidir.  Çiftçinin arazi ıslahı sırasında yaptığı giderlerin bir kısmını kamu üstlenmeli, su, elektrik ve altyapı konusunda desteklemelidir.

• Çiftçilerimizin önemli sorunu girdi maliyetleridir. Bu nedenle, girdi maliyetlerinin düşürülmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır.

• Türkiye tarım gibi önemli bir üretim faaliyetini sürdürmeye devam etmek zorundadır. Tarım olmadan sanayinin olmayacağı bilinci ile hareket etmeliyiz. Çiftçinin ürettiği ürün doğrudan doğruya yada katma değer yaratılarak tüketiciye sunulması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Tarımsal Organize Sanayi Bölgeleri mutlak surette teşvik edilmelidir.

• Üreticinin kendini serbest piyasadan koruması için çiftçinin de ortağı olduğu işleme ve depolama tesislerinin yapılması gerekmektedir.

• Yöresel ürünlerin pazarlanabileceği kırsal pazar yerleri.

• Yöresel ürünlere katma değer katacak çalışmalar.

• Üreticilerin örgütlenmesi.

• Mobil ürün işleme ve kurutma tesisleri.

• Mobil toprak analiz laboratuvarı.

• Geliştirilecek ürünlerle ilgili teknik eğitim.

• Model alanlarda gübre, tohum ilaç ve ekipman desteği.

• Eko turizme yönelik şehrin muhtelif bölgelerinde üretim ve pazarlama organizasyonları.

• Şehrin parklarında engellilere yönelik tarımsal faaliyet etkinlikleri.

• Okul bahçelerinde öğrencilere yönelik tarımsal faaliyetler.

• Model köylerde tarımsal turizme yönelik etkinliklerdüzenlenmesi.

• Jersey damızlık işletmesinin kurulması.

• Hayvan Pazar yerleri.

• Hayvancılık desteklemeleri.

• Bal ormanı oluşturulması.

• Ürünlere göre bal üretilecek alanların planlanması.

• Mevcut bal dolum tesislerinin etkin çalıştırılması için destek verilmesi.

• Bal üretiminin yanı sıra üretilen arıcılık ürünleri (bal, polen, arısütü vb) ürünlerin desteklenmesi.                                                                                                                                               

• Su ürünlerini temsilen yerel bazda komisyon kurulması.

• Küçük balıkçıların desteklenmesi.

• Balıkçı barınaklarında balık satış ve yerleri oluşturulması.

• Balıkçı barınaklarında yerleşim planı oluşturulması.

• Tıbbı ve aromatik bitkilerin ekonomiye kazandırılması için öncülük yapılması.

• Kırsal turizm kapsamında yöresel ürün festivalleri yapmak…,vd.   

Ülkemizde tarımsal potansiyel anlamında bir sorun olmadığı, sorun olan mevcut potansiyelin üretime dönüştürülmesi. Bu amaç doğrultusunda çalışılmalı, verimliliğimizi artırmalıyız.

Nüfusun artması ile orantılı olarak gıda üretiminde artması gerekir. Tarım alanlarımızı artıramayacağımıza göre mevcut tarım alanlarının korunması daha da önem arz etmektedir. Kentsel yayılmanın yol açtığı sorunları, merkezi ve yerel yönetimler yeni politikalar üreterek çözüme kavuşturmalıdır. Bu bağlamda, tarım alanlarının ve denizlerimizin korunması için 31 Mart 2024 seçimlerinde seçilecek olan Belediye Başkanlarımıza çok büyük sorumluluklar düşmektedir.

Arif Arslan

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER