BAŞKAN PEHLİVAN İLİMİZDE SIĞIRCILIK KÜLTÜRÜ VE JERSEY IRKI

BAŞKAN PEHLİVAN İLİMİZDE SIĞIRCILIK KÜLTÜRÜ VE JERSEY IRKI

İLİMİZDE SIĞIRCILIK KÜLTÜRÜ VE JERSEY IRKI
İlimizde sığırların isimleri vardır. Onlar evlerin sakinleri gibidir. Önce onların hizmetleri yapılır, altları temizlenir, karınları doyurulur sonra yukarı çıkılır; evdekilerin yemeği hazırlanır. Yayla göçü öncesi buzağısından anacına kadar bütün sürü yıkanır ve bir gelin gibi süslenirler.
Sabah uyandıklarında yayla çocuklarının ilk gördüğü şey köşe tahtalarının arasından sızan güneş ışığı ve ilk duydukları ses de sağılan sütün  kalaylı bakır kapta çıkardığı sestir. Sağılan süt yukarı çıkarılır. Çocuklara ya süt içirilir ya da Süt Kuymağı (Bir çeşit muhallebi) yapılır. Kuymağın pişmesini seyretmek çocuklar için ayrı bir zevktir. Kuzinenin etrafını çeviren çocuklar ilgi ile  kuymak tavasını izlerler. Kuymağın yüzeyi kabarır kabarır sonra pof! diye patlar, içinden sıcak buhar ve kuymak zerrecikleri çıkar, adeta bir volkan ağzını andırır.
Sığır için “Evdeki bakkal” deyimi kullanılır. Sığır olan evde açlık korkusu olmaz, “ne pişireceğim” endişesi duyulmaz. İmkân ölçüsünde aileler; kızlarının çeyizine bir sağın sığır da eklerler.
Sığır çok faydalı bir evcildir; boynuzundan derisine, gübresine kadar her ürünü değerlendirilir. İlimiz için başta tereyağı olmak üzere çiğ süt, peynir ve yoğurt önemli ürünler olup ticarete konu olmaktadır.
Kaymak (Krema) elde etmek için önceleri; süt derin olmayan yayvan teknelere dökülüp üzerleri kaymak tutması beklenir ve bu geniş yüzeylerdeki kaymak toplanır, altta kalan yağsız sütte peynire işlenirdi. Daha sonra elle çevrilen süt makineleri evlere girdi. Şimdilerde elektrikli süt makineleri de kullanılmaktadır. Tekne üzerine çıkan kaymaktan aşırmak ve süt makinesinin çıkardığı melodik sesi dinlemek yayla çocuklarının tatlı hatıraları arasındadır.
İlimizdeki sığır varlığı  önceleri Yerli Kara Irkından oluşuyordu, bu sığırların süt verimleri az, sütteki yağ oranı da düşüktü. Daha sonra verimi yükseltmek için melezleme çalışmaları başladı. Bu çalışmalarda isabetli bir tercih olarak Jersey Irkı kullanıldı.
İlimizin coğrafi yapısı ve yem maliyetleri dikkate alındığında sığır yetiştiriciliğinde; Aile Tipi Süt Sığırcılığı İşletmeciliğinin sürdürülebilir olduğu ve  birçok avantajından dolayı jersey ırkıyla çalışılması gerektiği öngörülmektedir.
Jersey ırkı Ülkemize ilk olarak 1958 yılında ABD’ den Samsun Karaköy Harasına getirilmiş ve 1960’ lı yıllardan itibaren ilimizde de yaygınlaşmaya başlamıştır.
    Çaykara,Sürmene,Tonya,Vakfıkebir İlçelerinde  büyük boğahaneler, diğer ilçelerde ise daha az boğa barındıran Tabii Tohumlama İstasyonları kurulmuştur.
    Halk arasında  LEMSE  olarak ta adlandırılan Jersey ırkı, üreticiler tarafından sevilmiş, benimsenmiş ve ıslah çalışmaları daha sonra Sun’i tohumlama yapılarak günümüze kadar gelmiş ve halen devam etmektedir.
Küçük yapılı olan bu ırkın sevk ve idaresi kolaydır. Bu özelliği aynı zamanda ölçüleri uygun olmayan  ev altı, mezra ve yayla ahırlarında da barındırılmasına imkan vermektedir.
    Eğimli fındık alanlarında, dalların altında rahatlıkla dolaşıp otlayabilir.
    Dağlık, mezralık bölgelerde, çalılık içlerinde, ormanlık alanlarda yaralanma-berelenme olmadan gezip beslenebilir.
Aile tipi işletmecilik yapan üreticilerin büyük çoğunluğu yazın yaylaya çıkmaktadır. Jersey ırkı sığırlar genetik olarak ayak hastalıklarına az yakalanırlar, canlı ağırlıkları da düşük olduğu için gün boyu uzak mesafelerde dolaşıp yayla meralarından yararlanırlar.
    Düşük ve orta kaliteli çayırları iyi değerlendirirler.
    Bölgemizde sıkça görülen yağmur-çise ve sıcak havalara adaptasyonları yüksektir.
    Ufak yapılı olan bu ırkın en belirgin verim özelliği vücut ağırlığına oranla aldığı yemi iyi bir şekilde süte çevirmesidir. Yani yemden yararlanma oranı yüksek bir ırktır.
    Sütçü ırklardan, sütteki yağ oranı (%5-7) en yüksek olanıdır.
    Jersey sütünün yüksek karoten içeriğinden dolayı doğal ve kendine has sarı bir rengi vardır. Bu durum tereyağında aranan bir özelliktir.
Jersey sütünde protein ve kuru madde oranı da yüksektir. Bu durum jersey sütünün peynir ve yoğurt yapımına da uygun olduğunu gösterir.     
    İlimizin marka değerlerinden olan Trabzon Tereyağı’ nın  ve Hamsiköy Sütlacı’nın kalitesinin sürdürülebilirliği  Jersey sütüne bağlıdır.
  Cemil PEHLEVAN 
Ziraat Mühendisleri Odası  Trabzon Şube Başkanı

Arif Arslan

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER