Trabzon Gönüllüler Taburu bir kez daha anıldı
Trabzon Gönüllüler Taburu anma etkinliğinde konuşan Başkan Genç, “Ben dedemiz Fatih’in şu sözünü hatırlatmak istiyorum. 1453’te İstanbul fethedildiği zaman bütün seferler Osmanlı’da batıya doğru yapılırken; dedemiz Fatih ‘Trabzon fethedilmedikçe İstanbul’un fethi tamamlanmış olmaz’ diyerek doğuya yönelmiş ve Trabzon’u fethetmiş. O Fatih’in torunları da İstanbul düşerse; Anadolu’da, Trabzon’da düşer diyerek Bulgarların İstanbul kuşatmasını engellemek için 511 kişi şu anda bulunduğumuz mekândan 16 Kasım tarihinde hareket etmiş ve bizim yaşamamız için şehit olmuşlar.” dedi.
Ortahisar Belediyesi, Balkan Harbi sırasında 87. Alay içinde yer alan Trabzon Gönüllüler Taburu’nu anmak için “Gidip de Dönmeyenler” isimli etkinlik düzenledi.
Karadeniz Yazarlar Birliği ile Ortahisar Belediyesi’nin bu sene ikincisini organize ettiği program ‘Trabzon Gönüllüler Taburu’nun toplanma yeri olan Kalepark’tan başladı. Yapılan konuşmalardan sonra Ortahisar Müftüsü Dr. Selami Bağcı şehitlere dua etti. Etkinlik, yürüyüş konvoyunun bando eşliğinde gönüllülerin Gülcemal Vapuruyla hareket ettiği Trabzon Limanı’nda denize çelenk bırakmasıyla son buldu.
“ BU BİLİNCİ GELECEK NESİLLERE TAŞIMALIYIZ”
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Trabzon Gönüllüler Taburu’nu anmanın tarihe karşı bir sorumluluk ve önemli bir vazife olduğunun altını çizdi. Anma etkinliklerini her yıl düzenleyeceklerini ifade eden Genç, “Evet, bu yıl gurur yılımız. Bir taraftan cumhuriyetimizin 100. yılını gururlu kutluyoruz. Şu anda bu toprakları bize bağımsız vatan yurdu olarak ilelebet yapan 87. Alay diye tarihe geçen, bu vatanın savunması adına gözünü kırpmadan şehadet şerbetini içen İstanbul’un müdafaası ve kurtarılması adına buradan hareket eden 511 Trabzonlu dedemizi bir kez daha rahmetle ve minnetle anıyoruz. Tarihimizin bize yüklediği sorumluluk, şuur ve bu toprakları ne şekilde bize bağımsız vatan yurdu olarak bırakıldığını bilmemiz ve bu şuurla hareket etmemiz ve o bilinci gelecek nesillere taşımamız büyük bir sorumluluğumuzdur. Bu minvalde geç de olsa geçen yıl yazarlarımızın önerilerini bir vazife olarak addettik ve 511 Trabzonlu kahramanı bu mekânda anmaya devam edeceğiz. Ben dedemiz Fatih’in şu sözünü hatırlatmak istiyorum. 1453’te İstanbul fethedildiği zaman bütün seferler Osmanlı’da batıya doğru yapılırken; dedemiz Fatih ‘Trabzon fethedilmedikçe İstanbul’un fethi tamamlanmış olmaz’ diyerek doğuya yönelmiş ve Trabzon’u fethetmiş. O Fatih’in torunları da İstanbul düşerse; Anadolu’da, Trabzon’da düşer diyerek Bulgarların İstanbul kuşatmasını engellemek için 511 kişi şu anda bulunduğumuz mekândan 16 Kasım tarihinde hareket etmiş ve bizim yaşamamız için şehit olmuşlar. Yani bugün biz onları rahmetle analım diye gözlerini kırpmadan şehit olmuşlar ve İstanbul’un kuşatılmasını engellemişler ve bu toprakları bize ilelebet Türk yurdu olarak bırakmışlar. Hepsini saygıyla ve rahmetle anıyoruz. Ve anmaya da devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
“ECDADIMIZIN YAPTIĞI KAHRAMANLIKLARI ANLATMALIYIZ”
Trabzon Gönüllüler Taburu’yla ilgili çalışmalarından dolayı Tarihçi Veysel Usta’ya, Öğretim Görevlisi Kasım Bolat’a teşekkür eden Genç, “Bu 511 kahramanın arasından geri dönen Ali Rıza Çulha ve onun torunu Erdal Bey burada. 511 dedemizin, şehidimizin sadece iki tanesi geri dönüyor ve onlardan alınan hatıraları da değerli yazarlarımız bize ulaştırıyor. Bu hatıraları yaşatmak için gayret eden Yazarlar Birliğimize çok teşekkür ediyorum. Geri dönen gazilerimizin savaşa dair anılarını kitaplaştıran ve Osmanlıcadan çeviren Veysel Usta Hocamıza ve Çatalca Muharebesi’ni bize olduğu gibi yansıtan, kitaplaştıran Kasım Bolat Hocamıza çok çok teşekkür ediyorum. Geç de olsa andığımız bu değerlerimizi, ecdadımızın yaptıkları kahramanlıkları çeşitli formatlarla beraber gençlerimize, öğrencilerimize anlatıp onların tarih şuurunu zenginleştirmemiz lazım.”
“BALKAN HARBİ, TARİHİMİZİN EN HAZİN SAYFALARINDAN BİRİDİR”
Karadeniz Yazarlar Birliği Başkanı Sebahattin Saruhan konuşmasında Osmanlı İmparatorluğu döneminde Trabzon’un 93 Harbi’de, Osmanlı –Yunan Savaşı’nda, 1. Dünya Savaşı’nda ve birçok savaşta birliklerin toplandığı ve savaşa hazırlandığı bir serhat şehri olduğuna vurgu yaptı. Trabzon Gönüllüler Taburu’nun cephanesi, tüfeği dışında bütün ihtiyaçlarının kendileri tarafından karşılandığını ifade eden Saruhan, “Bu konu kenarda kalmış bir konu, unutulmaya yüz tutmuş bir konu olduğu için bu anmaları yapmamız, tarihin yeniden canlanması adına çok önemlidir. Balkan Harbi, 111 yıl öncesinde tarihimizin en hazin sayfalarından birisidir. Bulgarlar, Karadağlılar, Sırplar; Osmanlı’dan ayrıldıktan sonra bize savaş açtılar. Ve kısa zamanda da yaklaşık bir hafta içinde Balkanlarda Çatalca sırtlarına kadar geldiler. Hem coğrafi olarak hem siyasi olarak geriledik. Çok büyük dramlar yaşanarak terk edildi bu topraklar. Ve 21 Eylül’de o zamanki hükümet olağanüstü hal ilan etti. Trabzon vilayeti de o zaman Samsun’dan Batum’a kadar olan bölümü vilayet olarak ifade ediyordu. Ve geçmişte bütün savaşlarda ve diğer alanlarda Trablusgarp ve Balkan Savaşları’na kadar Trabzon ili hazırlık yeri idi. Yani bir yerde savaşa gidilecekse Trabzon’da giysisi, erzağı, kuşamı yapılırdı. Bunu 93 Harbi’nde, Osmanlı –Yunan harbinde, 1912’de Balkan Harbi’nde görüyoruz. Trabzon hazırlanıp birliklerin gönderildiği bir yer. Hele de Batum elden çıktıktan sonra. Artık Trabzon bir serhat şehri olmuş oldu.” diye konuştu.
“MARŞLAR, ŞİİRLER VE TÜRKÜLERLE UĞURLANDILAR”
Trabzon Gönüller Taburu’nun Çatalca Muharebeleri’nde gösterdiği başarının Bulgarları barış antlaşmasına zorladığını vurgu yapan Saruhan, “1912’deki savaş vesileyle Trabzon’da 87. Alay oluşturuluyor. Alayda dört tabur var ve 3. Tabur Trabzonlulardan oluşuyor. Taburda da 1, 2, 3 ve 4. bölükler var. Bu taburda bir de gönüllüler bölüğü vardı. Bu gönüllüler bölüğü daha önceki harplerde savaşmış ve geri dönmüş gazi olan yetişkin insanlardan oluşuyordu. Meselâ Trabzon Alay Taburu oluşurken o zamanki Binbaşı Mehmet Ali Bey Alay Komutanlığından istifa ediyor ve geliyor Trabzon Taburu’nun başına. Bir de gönüllülerin oluşturduğu birliğin başına ise Hafız Arap Mehmet Efendi geliyor. Trabzonluların çok sevdiği bir isim. Bu komutan daha önce 93 Harbi’nde de gönüllüleri buradan alarak savaşmış ve geri dönmüştür. Gönüllüler birliğinin tüfeği ve cephanesi dışında her şeyi kendilerine ait. Böylesi bir birliği anmamak mümkün mü? Onları anmak vicdanen de tarihi olarak da sorumluluğumuzdur diye düşünüyorum. Trabzon gönüllüleri bu alanda toplanıyor. Marşlar, türküler, şiirle okunuyor. Ve halk onları Liman’da bekleyen Gülcemal gemisiyle yolluyor. Ardından Gülnihal gemisi gidiyor. Gülcemal gemisindeki gönüllüler Çatalca civarındaki mevzilere yerleşiyor. Ve burada çok başarı gösteriyorlar. Ve 17 Kasım akşamı başlayıp 18 Kasım’a kadar devam eden şiddetli çatışmalar oluyor. Düşmanı darmadağın ediyorlar. Trabzon Taburu Gönüllüler Birliği Çatalca’da Bulgarların karşısına çıkarak önceden barışa yanaşmayan Bulgarları barışa mecbur bırakıyor. Buradaki çatışmaların sesi İstanbul’a kadar geliyordu ve Hürriyet Tepesi’ndeki gayrimüslümler ellerinde çiçeklerle Bulgarları bekliyordu.” ifadelerine yer verdi.