TARIM KREDİ’NİN HEDEFİ MARKET AÇMAK DEĞİL ÇİFTÇİYİ DESTEKLEMEK OLMALIDIR
TTSO Meclis Üyesi Karaca, “Aynı Ticaret Kanununa tabi olan ama aynı rekabet şartlarıyla ticaret yapamadığımız ulusal zincir market sorunu herkesin malumudur. Bu sorunun ilki Tarım Kredi Marketleri. Tarım Kredi Kooperatifleri özel bir kanunla kurulmuş, sermayesi tamamen çiftçi ortaklarına ait bir çiftçi kuruluşudur. Asli görevi de sahip olduğu öz sermaye ve sağladığı indirimli kredilerle çiftçi ortaklarına ucuz girdi temin ederek girdi maliyetlerini düşürmektir. Tarım Kredi marketlerin indirimli satışlarının zararı Hazine tarafından karşılanıyor gibi bir algı var. Bu algının doğru olmadığı Tarım Kredi marketlerin zararının tamamen çiftçinin öz sermayesinden karşılandığı da söyleniyor. Bu marketler 2023 yılı ilk 6 ay bilançosunda 434 milyon 124 bin lira zarar açıkladı. Açılan marketlerden dolayı şirketin kısa vadeli borçlarının 6.5 milyar, uzun vadeli borçlarının ise 1 milyar 800 milyon lira olduğu belirtildi. Sektörden bize iletilen şikayet, ‘Bize rakip olarak kurulan bu marketlerin zararları bizim verdiğimiz vergilerden mi kapatılıyor?’ şeklinde. Tabii bu enflasyonla mücadelede önemli bir konu. Ama bizler için girdi maliyetlerinin yüksek olduğu bu dönemde devletin kasasından böyle bir ödeme yapılıyorsa bu durum haksız bir rekabete yol açar. Eğer böyle bir ödeme yapılmıyor da tarımsal üretimde çiftçiye kullandırılması gereken kaynaklar marketlere harcanıyorsa bu da başka bir sorun. Çünkü biz biliyoruz ki çiftçinin girdi maliyetleri düşmeden gıda fiyatları düşmez. Tarım Kredi Kooperatiflerinin asli görevi market açmak değil çiftçinin girdi maliyetlerini düşürerek gıda enflasyonunun önüne geçmek, çiftçinin üretimden uzaklaşmamasını sağlamaktır” dedi.
TÜKETİCİLERİN DAHA ADİL BİR ALIŞVERİŞ ORTAMINA KAVUŞMASI GEREK
Bülent Karaca, bir diğer önemli sorunun da ulusal zincir marketler olduğunu ifade ederek, “Eylül ayı başı itibarıyla şehrimizde 382 ulusal zincir market bulunmaktadır. Bu rakam neredeyse toplam üye sayımızın faal olmayanları düşersek yüzde 40’ını teşkil ediyor. Tabi bu böyle kalmıyor. Her geçen gün artan şube sayıları, haksız rekabete yol açan satın alma güçleri, satış ve stok stratejileri, reklam güçleri ile tüketicinin aklına kazıdıkları ucuz algısı, kendi aralarında aynı ürünleri kuruşuna kadar aynı fiyata satıp piyasada tekel haline gelmeleri ve her geçen gün daha da büyümeleri. Aslında en büyük sorun var olmaları değil haddinden fazla büyümeleri ve buna müsaade edip desteklenmeleri. Aynı Ticaret Kanununa tabi olduğumuz halde yaşadığımız et, kıyma, patates, soğan, şeker, yağ krizlerinde bu ürünler piyasanın ateşini söndürmek için bu zincir marketlere sattırıldı. Bu şekilde de daha ucuz algısı körüklenip tüketici teşvik edildi. Üyelerimiz bu satış politikasına dahil edilmemeleri hususunda önemli bir hassasiyet göstermişlerdir. Bunu da önemle belirtmek isterim. Birçok ürünü kuruşuna kadar aynı fiyata satmaları ayrı bir haksız rekabet konusu. Oysaki satın alma gücü, mağaza sayısı, satış ve stok stratejileri ve ciroları aynı olmayan firmaların maliyetleri kuruşuna kadar aynı olamaz ve serbest rekabet ortamında rafta kuruşuna kadar aynı etiketleme yapılamaz. Bu firmaların satış stratejileri ve fiyatlama politikaları titizlikle incelenmeli ve takip edilmelidir. Bir bakıyorsun ki piyasada fiyatı 100 lira olan ürünü bir hafta indirimde 99,75 liraya satıyor, sonra kalan üç hafta 149 liraya. Gıda sektöründe böyle bir kâr marjı yok. Bu fiyatlamalar tüketiciyi aldatmaya yönelik ucuz algı operasyonlarıdır. Bu satış stratejilerine devletimiz müsaade etmemelidir. Burada isteğimiz adil bir rekabet ortamının sağlanması ve tüketicilerin daha adil bir alışveriş ortamına kavuşmalarıdır.
TOPTANCILAR SİTESİ SEKTÖRÜMÜZÜN ACİL BEKLENTİSİDİR
TTSO Meclis Üyesi Bülent Karaca, Trabzon’da yılların kanayan yarasının Gıda Toptancılar Sitesi olduğunu da vurgulayarak, “Cami, site, bina altlarında, park olanağı olmayan risk taşıyan lokasyonlarda bu işleri icra ediyoruz. Her ortamda 30 yıldır dile getirilen ama bir sonuç alınamayan Gıda Toptancılar Sitesi, 200’e yakın toptan ve ara toptan üyemizin bizi her gördüklerinde önemle sordukları, heyecanla bekledikleri bir konudur. Bizi bir araya getirecek, büyük bir pazarın oluşmasını sağlayacak, ulusal zincirlerle rekabet gücümüzü artıracak, şehrimizde ticaretimizin pozitif yönde yönünü değiştirecek, istihdam, ihracat ve ciro gücümüzü artıracak bu hizmetin şehrimize bir an önce kazandırılması gerekmektedir” ifadesini kullandı. KADINLAR PAZARI YENİ BİR KİMLİĞE KAVUŞTURULMALIDIR Karaca, 2023 yılı eylül ayında faaliyete geçen Kadınlar Hali ve Yöresel Ürün Pazarında 120 dükkanının 40’ının faal durumda olduğunu da hatırlatarak, “Proje olarak hiçbir şekilde hak sahipleri ile istişare edilmeden yapılan bu pazar daha faaliyete geçmeden ölü doğmuştur. Sadece gıda satışı üzerinden ihale edilen işyerlerinin bu konu üzerinden tamamen faaliyete geçme imkanı yoktur. İhale şartnamesi değiştirilip vatandaşın her istediğini alabileceği bir pazar haline getirilmelidir. Dış illerden gelen misafirlere Trabzon’un yüzü olarak sunulan bu merkezin ivedi bir şekilde idari yönetim oluşturulup hak sahipleri ile istişare yöntemi ile sorunlarının çözülmesi ve Trabzon ticaretine kazandırılması gerekmektedir” dedi. Karaca, sözlerinin son bölümünde sektörden kendilerine iletilen sorunları dile getirirken de şu ifadeleri kullandı: “Özellikle okul kantin, yemekhane ve okul çevresi yeme yerlerinin çok sıkı denetlenmesi gerekiyor. 100 liraya tereyağı, 130 liraya kaşar, 35 liraya sucuğun 3’te 1 oranda düşük fiyata ve kalitesiz satıldığı bu zamanda çocuklarımızın ne yiyip ne içtiği geleceğimiz için en önemli konudur. Ayrıca birçok noktada ve pazar yerlerinde köy yumurtası adı altında satılan çiftlik yumurtasıdır Bu yumurtalara işletme kayıt numarası vurulmadığı için köy yumurtası diye satılabiliyor. Bu konuda hem tüketici aldatılıyor hem de haksız kazanç elde ediliyor. Konuyla alakalı ekiplerin denetimleri artırması son derece önemlidir. Öz kaynak yetersizliği ile beraber krediye ulaşımdaki güçlükler, kredi kartı taksit sayılarının düşürülmesi, pos oranlarının yüksekliği, daralan piyasada alacakların tahsil edilmesinin zorluğu, enflasyonun sermayeyi eritmesi, karın düşük rekabetin yüksek olması, girdi maliyetlerinin yüksekliği, kiraların fahiş artışı, bankaların her geçen gün artan maliyet fiyatlamaları, yaz aylarında soğuk zinciri muhafaza için ödenen yüksek elektrik faturaları ve kayıt dışı çalışan ve işletme maliyeti olmayan pazarlamacılar sektörün önemli sorunlarıdır.”