Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca 10 Aralık 1948’de “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”nin kabul edilmesiyle birlikte her yıl 10 Aralık tarihi, Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanagelmektedir. Bildirge, uluslararası toplum nezdinde halen temel hak ve özgürlükler alanındaki en önemli referans belgesi olma özelliğini korumaktadır.
Bugün, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca kabulünün 75’inci yılını idrak etmekteyiz. Binlerce yıldır farklılıklarını birer zenginlik olarak görüp kardeşlik duygularıyla dünya barışına önemli katkılar sağlayan Türkiye Cumhuriyeti devletimiz, tüm insanların dil, din, ırk ve cinsiyet gibi farklılıklarıyla doğuştan ve eşit bir şekilde sahip oldukları hak ve özgürlükleri teminat altına alan söz konusu bildirgeye ilk imza atan devletlerden biri olmuştur.
Üzülerek müşahade etmekteyiz ki günümüzde, “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” ve “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” gibi belgeler birçok ülke tarafından kabul edilmelerine rağmen dünyada yaşanan ve son örneğini İsrail’in Gazze saldırılarında yaşadığımız, başta yaşam hakkı olmak üzere birçok temel insan hakkı ihlaline mani olmaktan uzaktır. Buradaki asimetrik saldırılarda İsrail tarafından kadın, çocuk, yaşlı demeden binlerce sivil öldürülmekte, yurtlarından kovulmakta, mabedleri, okulları ve sağlık tesisleri tahrip edilmekte, bir millet abluka altında tutulmaktadır. Yaşanan bu insan hakkı ihlalleri İnsan Hakları Günü ve benzeri kutlamaların, söylenen süslü sözlerin samimiyetini ne yazık ki sorgulamamıza neden olmaktadır.
Buna karşılık tarih boyunca ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.’ düsturunu kendine ilke edinen Devletimiz, demokrasimizin daha
ileri standartlara kavuşması, tüm vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerden eşit şekilde yararlanması için önemli reformları hayata geçirmiştir. Ülke olarak tarihimiz insan hak ve hukukunun korunduğuna yönelik örneklerle doludur.
Yüce Milletimiz, dünyanın neresinde olursa olsun, zulme, haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı çıkmayı ilke edinmiş necip bir millettir. Devletimiz, günümüzde dünyada devam eden savaşların son bulması için büyük çaba sarfetmekte, savaşlardan etkilenenlere ve mazlum halklara insani yardımlarını fazlasıyla yapmıştır, yapmaya da devam etmektedir. Devletimiz son yıllarda ülkelerindeki iç savaştan kaçarak ülkemize sığınan milyonlarca insana da kucak açmış, bağrına basmıştır.
Bu itibarla, tüm insanlığa barış ve huzur getirmesi dilek ve temennisiyle, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nü en kalbi duygularla kutluyor; mazlum milletler üzerindeki zulmün bertaraf edilmesine vesile olmasını diliyorum.
