Trabzon’un evlatları olarak, Türkiye’nin dört bir yanına kök saldıklarını belirten Uraloğlu, “İşçi olduk, doktor olduk, bürokrat olduk ülke için hizmet ettik. Asker olduk, vatan için nöbet tuttuk. Girişimlerimizle ekonomiye can kattık. Sanayici olduk, üretimin çarklarını döndürdük, fabrikalarla memleketimize değer ürettik. Siyasetçi olduk, milletin sesini meclise taşıdık… Ama nereye gidersek gidelim, içimizdeki Trabzon’u hiç kaybetmedik. Derneklerimizle kültürümüzü yaşattık, horonumuzla coştuk, kemençemizin nağmeleriyle yeri geldi sevindik yeri geldi hüzünlendik.  ‘Doğduğun yer değil, doyduğun yer’ sözünü en iyi bilenlerdeniz; ama biz doyduğumuz yerde de doğduğumuz yeri unutmadık. Trabzon’u tanıttık, Trabzonlu’yu sevdirdik.” diye konuştu.

Dışarıda yaşayan her Trabzonlu’nun yüreğinde bir özlem olduğunu söyleyen Uraloğlu, “O özlem ki; bayram sabahı annemizin yaptığı kuymağın, sofralarımızı şenlendiren mancanın, tirmanın lezzeti, çay bahçesinde kopardığımız yaprağın, dalından aldığımız fındığın tazeliği, mısırları koyduğumuz seranderlerin, çetenlerin kokusu, maç günleri sokakları inleten Trabzonspor sevdası…” dedi.

Trabzonspor’un ise bir takımdan öte bir tutku olduğunu sözlerine ekleyen Uraloğlu, takımın şehrin ruhunu sahaya yansıttığını da söyleyerek “Hırçın, kararlı ve asla pes etmeyen bir ruh…” ifadelerini kullandı.