Siyasi iktidar kendisini iktidara getiren ve bugüne kadar iktidarda kalmasını sağlayan uluslararası sermaye ve onun gölgesinde büyüyen yerli sermayenin varlık sebebi olan neo-liberal politikaları tavizsiz uygulamaktadır. Bundan sonraki süreçlerde de bu politikaları uygulamaya devam edeceğini Orta Vadeli Programda (OVP) ilan etmiş bulunmaktadır. Uluslararası ve yerli sermayenin talepleri doğrultusunda, toplumun ortak kazanımı olan ve ülkenin kalkınmasında mihenk taşı görevi yapan kuruluşlar çerez fiyatına elden çıkarılarak, bahsi geçen sermaye gruplarına servet olarak aktarılmıştır.
İktidarın sermaye yanlısı ve emekçi düşmanı bu politikaları, toplumun çoğunluğunu oluşturan biz kamu emekçileri, kamu emeklileri, asgari ücretliler için bitmeyen bir kâbus olmaya devam etmektedir. Toplumun emeği ile geçinen geniş halk kesimleri adeta yaşamlarıyla sınanmaktadır. Siyasi iktidar uyguladığı politikalar ile halk ile bağını koparmış, sermaye yanlısı kimliği artık gizlenemez hale gelmiştir.
Bilindiği gibi bütçe kanunu gereği 2025 yılının bütçe görüşmeleri 15 Ekim itibarıyla TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlayacaktır. Ancak iktidar tarafından 5 Eylül 2024 tarihinde açıklanan Orta Vadeli Programda (OVP) belirlenen kıstaslarda bir bütçe hazırlayacağını, dolayısıyla emekçi ve yoksul düşmanı ve sermaye yanlısı ekonomik programa sadık kalacağını bir kez daha ilan etmiştir.
Biz de ilan ediyoruz: Sabır taşı değiliz!
Bizim aklımız ile alay etmeyin. Çalışan biz, üreten biz, vergisini ödeyen biz! Yokluğa, yoksulluğa mahkum edilmek istenen de biz. Bu bizim kaderimiz olamaz!
Biz emekçiler, yoksulluk halk kesimleri itiraz etmedikçe, hakkımız olanı istemedikçe daha fazla yoksullaşmaya devam edeceğiz. Bunun için iktidarın ekonomik programından mağdur olan bizler, iktidarın bizlere düşük ücret vermede bir aparat olarak kullandığı TÜİK’i tüm illerde protesto ediyoruz.
Bunun için bir kez daha TÜİK Başkanı, Başkan Yardımcıları ve diğer sorumluları kanunun kendilerine verdiği sorumluluk çerçevesinde davranmaya, iktidarın beklentilerine göre değil, piyasanın gerçekliğine uygun enflasyon verilerini açıklamaya davet ediyoruz. Aksi takdirde, haklarında bulunduğumuz suç duyurularına karşı yargının tarafgir davranması kendilerini kurtarmaya yetmeyecektir.
Bugün Türkiye’de biz kamu emekçileri, emeklileri, asgari ücret alan emekçileri bu iktidarın işbaşına gelme koşullarını hazırlayan 2001 krizi ortamında yani bugün ki iktidarın eski Türkiye dediği dönemlerde elde ettiğimiz gelirlerin çok altında bir gelirle hayatımızı idame ettirmeye çalışmaktayız. 22 yıl sonra ülkenin getirildiği nokta; açlık, yoksulluk, sefalet, askıda ekmek düzenidir.
TÜİK sayesinde iki yakamız bir araya gelmiyor!
İktidar, bir taraftan yapıp uyguladığı bütçelerle bizlere daha az kaynak ayırırken, diğer taraftan TÜİK’e piyasa gerçekliğinden uzak enflasyon oranları açıklatarak, düşük ücret politikasını hayata geçirdi ve bizler elde ettiğimiz düşük gelirle sürekli yoksullaştık.
Bizler biliyoruz ki, TÜİK yönetimi kanunun kendisine verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde görevini yerine getirseydi, içinde bulunduğumuz yoksulluğu bu kadar derin yaşamayacaktık.
Bir yandan TÜİK’in uzun yıllardır piyasa gerçekliğinden uzak, iktidarın düşük ücret politikalarıyla uyumlu enflasyon verileriyle alın terimizin hakkı olan ekmeğimiz soframızdan çalınıyor, bir yandan da temel insan hakları içinde yer alan ve ücretsiz olarak verilmesi gereken sağlık hakkı, eğitim hakkı ve nitelikli kamusal hizmetler ulaşılamaz hale getirilerek, ağır vergilerle de kronik olarak yoksullaştırılıyoruz.
Bugün bir kez daha, burada ve örgütlü bulunduğumuz bütün illerde başta TÜİK kurum başkanı, başkan yardımcıları ve diğer sorumluları, kanunun kendilerine vermiş olduğu görevleri eksiksiz yerine getirmeye davet ediyoruz. İlgili yetkililerin 2022’den beri açıklamaktan imtina ettikleri gıda fiyatları verilerini düzenli bir şekilde kamuoyuyla paylaşmaya ve piyasada oluşan gerçek veriler üzerinden enflasyon oranlarını açıklamaları gerektiğini kendilerine hatırlatıyoruz.
Aksi takdirde, iktidarla birlikte bizleri yoksullaştırmak üzere veri paylaşmamalarını sürekli teşhir edeceğimizi ve kanunun kendilerine yüklemiş olduğu görevleri kötüye kullandıkları gerekçesiyle haklarında suç duyurusunda bulunmaya devam edeceğimizi ve yine görevlerini kötüye kullandıklarından dolayı haklarında dava açarak, hukuki yollardan da haklarımızı aramaya devam edeceğimizi beyan ediyoruz.
TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarıyla mağdur olan tüm kesimleri haklı mücadelemizde yanımızda olmaya çağırıyoruz.03.10.2024
BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ!