Başkan Hacıosmanoğlu Kime Hizmet Ediyor

Başkan Hacıosmanoğlu Kime Hizmet Ediyor

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı görevine seçilen İbrahim Haciosmanoğlu, genel kurul salonunda adalet nutukları atarken, salonda bulunanların gözlerinde bir umut, sözlerinde ise güven beklentisi vardı. "Siz iradeli olursanız, insanlar iradenize saygı duyar. Biz Türk futbolunu adil yöneteceğiz," diyordu. Sözleri, bir vizyonun değil; süslü bir illüzyonun habercisiymiş meğer. Basın mensuplarından biri kendisine, "Gündeminizde yabancı VAR hakemi
var mı?" diye sorduğunda, Hacıosmanoğlu büyük bir tarihsel gururla, "Altı yüz yıl dünyayı yönetmiş bir milletin evlatlarıyız. Şimdi evlatlarımıza güvenmeyeceğiz de yabancıya mı güveneceğiz?" yanıtını verdi.

Ne var ki bu cümle, ileride kendi kararlarıyla çelişen bir trajedinin giriş cümlesi olacaktı. Göreve gelirken "Başkanların PFDK'ye sevkini yasakladım. Artık herkes İstediği gibi konuşabilecek," diyen Hacıosmanoğlu, tam 4,5 ay sonra Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in açıklamaları sonrası aldığı hak mahrumiyeti kararıyla kendi sözünü inkâr etti. Dillerden düşmeyen "ifade özgürlüğü❞ vaadi, gerçeklerle çarpışınca ilk kırılan şey oldu. Dahası var... Galatasaray-Fenerbahçe derbisine yabancı hakem atayan Hacıosmanoğlu, Beşiktaş ve Trabzonspor'un benzer taleplerini hiçbir makul gerekçe göstermeden reddetti. Adalet anlayışı, kulüplere göre değişen bir teraziden ibaret hale geldi. Oysa söz verdiği şey, eşitlikti. Göreve geldiği gün dillendirdiği idealleri bir bir çiğnedi. Tarafsız olması gereken Türkiye Futbol Federasyonu'nun başkanı gibi değil, geçmişte kendisinin de sert ifadelerle eleştirdiği Fenerbahçe'nin kulüp başkanı gibi davranmaya başladı. Kurumsal ciddiyet yerini kişisel öfkelere ve hesaplaşmalara bıraktı. Yönetim kurulunda arka arkaya yaşanan istifalar, Hacıosmanoğlu'nun yönetime ne kadar uzak ve iletişimden ne denli kopuk olduğunun acı bir göstergesi. Sessizlik, istifaların ardından daha da derinleşti. Şeffaflık sözü verdiği koltukta, perde arkasında yürütülen kararlar ve keyfî uygulamalar yer aldı.

 İbrahim Haciosmanoğlu'nun başkanlık süreci, büyük sözlerin küçük icraatlarla gölgelendiği bir dönem olarak kayda geçiyor. Futbolun adalete, kurumların güvene ihtiyacı varken; bu ihtiyacı sağlayacak olanlar, ne yazık ki en çok zararı verenler oluyor. Türk futbolu bir kez daha şahısların gölgesinde, adaletin ise ayaklar altında kaldığı bir oyunun parçasına dönüştü.

Arif Arslan

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER